 |
Yazan |
Konu  |
|
ademiroz
Yetkili Üye
 
istanbul
121 Cevap
|
Gönderim - 14/12/2004 : 00:02:34
Altın bilezik Ahmet DEMİRÖZÇarşı’daki esnafın gözbebeğiydi. 40’a yakın dükkan ve atölyenin bulunduğu sokakta insanlar, her öğle onun yaptığı güzel yemeklerden yiyebilmek için küçük lokantasını doldururdu. 20 metrekarelik dükkan içinde, etrafına tabureler dizilmiş masalar, 2 saat boyunca hiç boş kalmazdı. Baba mesleğini yapıyordu o, küçük ve şirin lokantasında. Babası da kendi babasından öğrenmişti aşçılığı. İşini seviyordu. Ancak büyümek istiyordu. Daha geniş kitlelere ulaşmayı ve daha fazla kazanmayı arzuluyordu. Düşündü, taşındı, imkanlarını zorladı, şehrin merkezi yerinde bir restoran açtı. Burada da kısa sürede ün yaptı. Artık sadece, işçi kesimine öğle yemeği veren bir lokanta değil, gece yarısına kadar insanların hem damak tatlarına hizmet eden hem de güzel vakit geçirmelerini sağlayan bir mekanın sahibiydi. Hoşuna gitmişti bu gelişmeler. Hem daha çok kazanıyor, hem de daha çok kişiyi ekmek sahibi yapıyordu. Yanında çalışanlar da onu çok seviyordu. Çünkü hiçbir zaman işçisinin hakkını yemiyordu. Bayramlarda, özel günlerde mutlaka personele ufak jestlerde bulunuyordu. Gün geldi, restoranı da ona yetmemeye başladı. Kafasında hep bir proje vardı: Yemek fabrikası. Araştırdı ve sonunda uygun bir araziyi bulup inşaat çalışmalarına başladı. Projeyi tamamen işine uygun bir şekilde çizdirdi. İki yıl boyunca trilyonları o inşaata gömdü ama mutluydu. Çünkü mesleğinde bir numara olmak istiyordu. Sonunda inşaat bitmişti. Dört dörtlük bir tesis işletmeye hazırdı. Bir de filo kurdu, yemekleri ulaştırabilmek için, hepsi de soğutma tertibatlı. Her şey tamamdı. Sıra, personeldeydi. Hemen kolları sıvadı. Önce çevresinden başladı. Akrabası, arkadaşları ve hemşehrileri arasında işsiz gençleri bu fabrikada istihdam etti. Tanıtım, reklam derken, birkaç firmayla da bağlantı kurdu, servis için. Tüm gününü fabrikada geçiriyordu. O küçük lokantasındaki kadar olmasa da, yemeklerinin lezzeti ve kalitesi gittikçe nam yapıyordu. Ancak, daha büyük kuruluşlarla çalışması için kalite belgesi şartı aranıyordu. Niye eksik kalsın ki! Hemen, kalite belgesi veren bir kuruluşla anlaştı. İşyerinde teknik donanımı inceleyen kalite kuruluşu, her şeyin proseslere uygun olduğunu söylemesinin ardından personel için seminerler başladı. 6 aylık seminer döneminin sonunda, bir uyarı geldi: “Personeliniz tam profesyonel değil. Sorun çıkarabilir.” Aldırmadı bu sözlere. Yakınıydı hepsi çünkü. ‘Gençler, öğrenirler daha’ diye düşündü. Öyle ya, küçücük lokantasında bile kaç genci meslek sahibi yapmıştı o. Ve bir gün, çok büyük bir fabrikadan teklif aldı. Tam 5 bin işçinin çalıştığı bu fabrikanın yemek ihalesi için davet ediliyordu. Tesislerinin kapasitesini gözden geçirdi, birkaç takviyeyle bu işin altından kalkabileceğine inandı ve teklifini verdi. Kıran kırana geçti ihale. Sonunda, birçok uluslar arası firmanın yer aldığı yarışın galibi olarak çıktı ihaleden. Dünyalar onundu. Hedefine ulaşmıştı. Artık ülkenin en büyük yemek şirketleri arasında anılıyordu. ------------- NOT: Hikâyenin devamını bir hafta sonra yayınlayacağım. Bu süre içinde üstteki yazıyı okuyan hemşehrilerimden hikâyenin sonuyla ilgili tahminler yapmalarını rica ediyorum. Saygılar...
|
Recep Cirik
Yetkili Üye
   
Gent
373 Cevap
|
Gönderim - 14/12/2004 : 00:22:41
tahminde bulunamıyorum. Yıllardır memleketten uzaktayım. Gelecek haftaya kadar beklemek niyetindeyim. Mutlu son ile bitecek gibi görünüyor. Selamlar
 |
izencirci
Yetkili Üye
   
Izmir
301 Cevap
|
Gönderim - 14/12/2004 : 13:01:59
"AKRABANIN AKRABAYA YAPTIĞINI, AKREP AKREP'E YAPMAZMIŞ" Yukardaki hikayenin özü bence bu, buna hemşehriyi de dostu da ilave edebilirsiniz. Hikayenin sonunda işe alınan dostlar ve hemşehriler işleri bozulan bu girişimciyi ilk terk eden olacaklar ve de arkasından beceriksizlikle suçlayacaklar.Neyse "ENSEYİ KARARTMAYALIM" Her şeye rağmen "bardağın yarısı dolu" Hamiş:Hikayenin sonunu bekleyelim,bende size 1984 de Çankırı da yaşadığım başarısız ortaklığın hikayesini anlatırım, benzediğini sanıyorum. Selamlar...
 |
nuri lafci
Yetkili Üye
 
Ankara
153 Cevap
|
Gönderim - 14/12/2004 : 13:21:13
Haset,kin insanı kalp hastası yapar, Hırs insanı geldiği yere geri gönderir, az ile yetinmeyen çoğu bulamaz.Bence bu hikaye hırsa kapılmış bir insanın öyküsü.sayğı ile selamlıyorum.lafcigil
 |
Celal
Yorumcu

Çankırı
47 Cevap
|
Gönderim - 14/12/2004 : 13:41:38
Hikaye, Girişimci, Cesur, atak, her türlü riski göze alan Genç ve çalışkan bir işletme ruhuna sahip kişinin memleketi için, yakınları için, kendi geleceği için varıyla yoğuyla kendisi ortaya koyduğunu anlatıyor. İnşallah hikayenin sonunda bürokrasi engeliyle karşılaşmaz. Böyle girişimci ruhuna sahip, kendi memleketine yatırım yapan kişilere; Çankırı'mızın ihtiyacı var. Bence Bu hikayeden çok yaşanmış bir olay gibi geliyor. celal.Celalettin KIZILAY
 |
ildizim
Okur
istanbul
22 Cevap
|
Gönderim - 15/12/2004 : 14:22:05
sonu mutlu bitmeli onca caba ve emeğe yazık olmamalıILDIZIM KÖYLÜ http://ildizim.sitemynet.com
 |
|
Forumda görüş beyan
etmek ve yorum yapmak için üye olmanız gerekmektedir.
Yer alan ifadeler kişisel olup,
hiçbir kurum ve/veya kuruluş adına görüş bildirilmez, bildirilse dahi kişisel
kabul edilir ve yer alan her görüş yazarını bağlar. Site grup, cemaat, klik
vs bir sınıflama olmaksızın herkese açık olduğu için
LÜTFEN POLEMİKLERE GİRMEYİNİZ, sadece kamuya sunacağınız bilgi ve görüşleri
bizlerle paylaşınız. Yazılara yapılacak tenkitler edebi ve bilimsel formlar ve
bilimsel etik açısından uygun olmalıdır. Kişilik haklarını ihlal
halinde, hukuka, ahlaka aykırı görüş beyan edildiği ve ticari reklam yapıldığı
durumlarda yazının yayınına izin verilmez. Kitap,dergi tanıtımları ticari
sayılmaz. Yazılarınızda yaptığınız alıntılar (iktibaslar) için açıkça
kaynak gösteriniz.
Çankırı Araştırmaları sitesi'nde yayınlanmakta olan bütün yazılar, telif
hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının yada telif hakkı
sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların izni olmaksızın
sitede yer alan metinlerin —kısa alıntı ve tanıtımlar dışında— herhangi bir
biçimde basılmaması, yayınlanmaması, editörlerimizin ve üyelerimizin kaynak
belirtmeden herhangi bir alıntıyı sitemizde yayınlamaması önemle rica olunur.
Kaynak belirtilmeksizin sitemizde yayınlanan alıntılar ve görüşler yazarlarını
bağlar.
Kalite Anlayışımız: Lütfen bildirilerinizi
yayınlamadan önce yazım kuralları ve içerik açısından kontrol ediniz. Mümkünse
önce word belgesi olarak yazıp denetleyiniz. Sonra kopyala-yapıştır yöntemiyle
buraya taşıyınız. Dilimize gereken özeni göstermeyen ve kurallara uymayan
bildiriler silinecektir.
|
|
 |