 |
Yazan |
Konu  |
|
Erhan Metin
Yetkili Üye

Çankırı
30 Cevap
|
Gönderim - 29/11/2005 : 09:27:28
NELER OLUYOR BİZE…YİNE NELER OLUYOR ! Erhan METİN
Türkiye Cumhuriyeti; her şeyin yok olduğu zamanlarda, Türk Milletinin bağımsızlığa olan inancı ve vatanına olan bağlılığı ile isimleri sayılamayacak kadar çok şühedanın kanları üzerinde yükselmiş bir devlet. Atatürk’ün ilkeleri doğrultusunda ilerleyen ve her geçen gün güçlenen, orta doğu hakimiyetini sürekli kılabilecek tek kilit nokta; benim ve senin ülken; kısaca bizim ülkemiz. Türkiye’nin son günlerde yaşadığı olaylar, Şemdinli, Hakkari ve Mersindeki gelişmeler. Arkasından FİFA’nın ortaya attığı sezon rehberinde yer alan Türkiye’nin resmi dili tartışmaları. Tarihle iştigal eden ve hatta geçimini tarih ilminden sağlayan her tarihçinin ve araştırmacının düşünmeden geçemeyeceği bir olaylar zinciri. Tarih bu durumlarda göstermelidir kendini. Ders kitaplarından çıkmalıdır bu durumlarda ve günümüzü geçmişe bakarak aydınlatmalıdır. İnsanların, bürokratların, vatandaşların, iktidarların, muhalefetin kısaca bu ülkenin refahı için çalışanların daha sağlıklı düşünmelerini sağlamalıdır. İşte o zaman tarih ilmi üzerine düşen görevi, tarihçide kendisinden bekleneni yapmış olacaktır. Tarihçi belirli tarihsel sorunları entellektüel gerekleriyle ortaya koymaktadır; onun son duraktaki amacı beşeri hayatı bütün çeşitliliğiyle kavramak ve tarihsel bilgiyi bunun üzerine inşa etmektir. Toplumsal Tarih siyasetten arındırılmış tarihtir. Bizlerde bu düşünceden hareketle bu olayların bütün çeşitliliğini, siyasetten uzak kalarak, tarihin kucağında ve bilimin ışığında kalemimiz yazdıkça açıklamaya çalışacağız. Türkiye Cumhuriyeti Üniter bir devlet olmasının yanında, Atatürk Milliyetçiliği ile birbirine kenetlenmiş toplum fertlerinden oluşmuştur. Türk Milletinin tanımını Ulu önderin ifadesi ile yapacak olursak; Türkiye Cumhuriyetini kuranlara Türk Milleti denir. Öyleyse Türkiye Cumhuriyetini kim kurmuştur? Lazıyla, Çerkeziyle, Kürdüyle, Türküyle Anadolu kurmuştur. Çanakkale ruhunu yaşatmış, bu toprakların sevdalıları kurmuştur. Çanakkale; bu ülke için bir kahramanlık destanı olmaktan daha öte; 1915’te yukarıda bahsettiğimiz Anadolu kahramanlarının, seneler sonra gelecek torunlarına bir mesajıdır adeta. Çanakkale’yi gezen her vatandaş, o kutsal topraklarda Kürt ile Türkün, Laz ile Çerkezin, Alevi ile Suninin kucak kucağa yattığını görecektir. Bu tablo, Türkiye Cumhuriyetini ayakta tutan tek gücün bu birlik ve beraberlik ruhu olduğunu açık ve seçik göstermektedir. Bu aziz millet, Anadolu; tarih boyunca düşmana karşı tek vücut olmayı tek yürek olmayı bildi ise günümüzde birlik ve beraberlik soluklayan bu insanların torunları; neyi paylaşamamaktadır? Birileri neyin davasını savunmaktadır? Acaba bu insanlar 13 milyon kilometrekarelik Osmanlı Devletinin kardeş kavgaları ile parçalandığını mı unuttular..! Yoksa bu ülke üzerinde planları olanlara, piyon mu olmaya başladılar. Oysa tarih ne büyük bir dost. Keşke birazcık dost olabilseydik tarihin tozlu sayfalarıyla. Belki o zaman daha güzel olurdu her şey. I.Dünya Savaşında Orta doğuyu hedefleyenler orta doğu için güçlü bir Osmanlının olmasını istememişlerdi. Günümüzde ise aynı durum Türkiye için geçerlidir hiç şüphesiz. Büyük Ortadoğu projesinin merkezinde de Türkiye var. Bu karanlık güçlere verilecek en iyi cevap Anadolu İnsanının geçmişte olduğu gibi dolduruluşa getirilemeyeceği ve ilelebet bu toprakları paylaşanların birlik ve beraberlikten ayrılmayacağı mesajıdır. Bu ise ancak sağduyulu, sağlıklı düşünebilen, ülkesinin çıkarlarını her şeyin üzerinde tutan Anadolu’nun mevcudiyeti ile muktedir olabilecektir. Bugün Mersinde çocukların eline taşlar vererek şerefli ve haysiyetli Türk Polisini taşlatanlar, bu ülke insanın kararlılığını ve provakasyonlara gelmeyişini gördükçe kaybedecektir. Artık Türkiye 1980 öncesinin Türkiye’sine dönmek istememektedir. O yıllarda sağ ve sol ayrımı ile birbirlerini öldüren insanlar geçmişteki hatalarını anlamışlardır. Yüksek tahsil gören Üniversite gençleri artık silahlarla taşlarla kavga etmenin Türkiye’ye huzur ve güven getirmeyeceğini çok iyi bilmektedir. Fakat hala anlamak istemeyen ve tarihe gözlerini kapamaya devam edenler olacaksa, hiç unutmamalıdır ki tarihinden ders almayanların sonu İspanyol arenasında can veren boğalardan farksız olacaktır. İspanyol arenasında can veren boğalar tarihlerinden ders almış olsalardı; aynı matador tarafından, yine aynı numaralarla öldürülmezlerdi. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını birbirlerine düşman etmeyi arzulayanlar her an fırsat kollamaktadır. Onlar için bir futbol maçı çıkışında ortaya atılacak bir arbede, bir köşe başında haince patlatılan bir bomba, halkı galeyana getirmek için söylenen bir söz…..bu fırsatlardan bir tanesi olabilir. Bu fırsatları bertaraf etmenin tek yolunu yine tarihe bırakıyor; Mustafa Kemal Atatürk’ün Sivas Kongresinde Manda ve Himaye Fikrini savunan milletvekillerine karşı verdiği cevabı ile bitirmek istiyorum sözlerimi; “Efendiler.. Temel Prensibimiz.! Türk Milletinin Şerefli ve Haysiyetli Yaşamasıdır. Bu ise ancak tam bağımsızlık ile mümkündür”. Bağımsızlığın bekası ise birlik ve beraberlik ile mümkündür.
|
|
Forumda görüş beyan
etmek ve yorum yapmak için üye olmanız gerekmektedir.
Yer alan ifadeler kişisel olup,
hiçbir kurum ve/veya kuruluş adına görüş bildirilmez, bildirilse dahi kişisel
kabul edilir ve yer alan her görüş yazarını bağlar. Site grup, cemaat, klik
vs bir sınıflama olmaksızın herkese açık olduğu için
LÜTFEN POLEMİKLERE GİRMEYİNİZ, sadece kamuya sunacağınız bilgi ve görüşleri
bizlerle paylaşınız. Yazılara yapılacak tenkitler edebi ve bilimsel formlar ve
bilimsel etik açısından uygun olmalıdır. Kişilik haklarını ihlal
halinde, hukuka, ahlaka aykırı görüş beyan edildiği ve ticari reklam yapıldığı
durumlarda yazının yayınına izin verilmez. Kitap,dergi tanıtımları ticari
sayılmaz. Yazılarınızda yaptığınız alıntılar (iktibaslar) için açıkça
kaynak gösteriniz.
Çankırı Araştırmaları sitesi'nde yayınlanmakta olan bütün yazılar, telif
hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının yada telif hakkı
sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların izni olmaksızın
sitede yer alan metinlerin —kısa alıntı ve tanıtımlar dışında— herhangi bir
biçimde basılmaması, yayınlanmaması, editörlerimizin ve üyelerimizin kaynak
belirtmeden herhangi bir alıntıyı sitemizde yayınlamaması önemle rica olunur.
Kaynak belirtilmeksizin sitemizde yayınlanan alıntılar ve görüşler yazarlarını
bağlar.
Kalite Anlayışımız: Lütfen bildirilerinizi
yayınlamadan önce yazım kuralları ve içerik açısından kontrol ediniz. Mümkünse
önce word belgesi olarak yazıp denetleyiniz. Sonra kopyala-yapıştır yöntemiyle
buraya taşıyınız. Dilimize gereken özeni göstermeyen ve kurallara uymayan
bildiriler silinecektir.
|
|
 |